1923 Yılı Başında Türkiye’nin İktisadi Hayatı
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından sonra, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin temel amacı, Misak-i Milli sınırları içinde tam bağımsız bir ülke yaratmak olmuştur. Vatan, bir uçtan diğer uca harap olmuş ve ülkenin sınırlı olan kaynakları da kurutulmuştur. O tarihlerde, Türkiye’de sanayi hiç yoktu. Mevcut küçük atölyeler ve imalathaneler yalnızca el sanatları üzerineydi. Ülkenin temel ihtiyaç maddelerinin hemen hepsi dışarıdan alınıyordu. Şeker, kumaş, her türlü sanayi ürünleri hep yabancı ülkelere avuç dolusu para ödenerek getiriliyordu. Kapitülasyonlar, Türk sanayisini öldürmüştü. En küçük ihtiyaçlarımız için bile dışa bağlıydık. Yeraltı zenginliklerimiz bilinmiyor ve işletilmiyordu.
İzmir’de İktisat Kongresi Toplanması
Türk ticaretini yüzyıllardır elinde tutan azınlıkların ve Levantenlerin büyük bir kısmı, Kurtuluş Savaşı sonrası ülkeyi terk etmişlerdir. Anadolu’nun ticaret merkezi olan İzmir’de de benzer durumlar yaşanmaktadır. 13–14 Eylül 1922 günü İzmir’de çıkan yangın sonucu Levantenlerin çoğu ülkeyi terk etmiştir. Ülkede neredeyse ticaretle uğraşan kimse kalmamış, adeta ticari hayat durmuştur.
Kurtuluş Savaşı’nın bitiminden 5 ay sonra İzmir’de toplanması planlanan Türkiye İktisat Kongresi, kurulacak Türkiye Cumhuriyeti’nin iktisadi yönünü belirlemesi açısından son derece önem taşımaktadır.
17 Şubat 1923 tarihinde, İzmir’de başlayan ‘Türkiye İktisat Kongresi’nin divan başkanlığına Manisa temsilcisi Kazım (Karabekir) Paşa seçilmiştir. Anadolu’nun değişik yerlerinden seçilerek gelen çiftçi, işçi, tüccar, sanayici gibi mesleklerden oluşan 1135 temsilci İzmir’de toplanmıştır.
Kongreye katılanlar arasında kadın temsilciler de yer almaktadır. Kongrenin sorumluluğunu yürüten İktisat Bakanı Mahmut Esat (Bozkurt) Bey, “Çilekeş Türk kadınları, hoş geldiniz. Gelecek yıl sayınızın daha çok olmasını dilerim” sözleriyle konuşmasına başlamıştır.
5. Mahmut Esat Bozkurt
Anadolu Ajansı’nın 17 Şubat 1923 tarihli haberinde, Mahmut Esat Bey kongrenin amacını şu şekilde anlatır:
“…Yeni Türkiye iktisadi sistemi mevcut iktisat sistemi ve siyasetlerinin hiçbirinin aynı olamaz. Memleketimizin iktisadi imarı ve ihtiyacı, iktisat tarihimizin ruhuna uygun başlı başına bir iktisat siyaseti takip etmek zorundadır. Biz iktisat tarihinde mevcut okulların hiç birine ait değiliz. …İktisadi girişimler kısmen devlet ve kısmen şahıslar tarafından üstlenilmelidir. Mesela büyük kredi kurumlarını, sanayi yatırımlarını, devlet idare edecektir, çünkü memleketimizin iktisadi konumu bunu gerektirmektedir.
…Bu kongreyi; millet ve memleketimizin iktisadi ihtiyaçlarını elbirliği ile araştırarak ona göre bilgilendirerek, tetkik ederek, aynı zamanda memleketimizin şimdiye kadar yabancı kalmış olduğu iktisadi konularla tanıştırmak için açıyoruz.”
Türkiye İktisat Kongresi’ne Lozan Barış görüşmeleri sırasında başlanılmıştır. Lozan görüşmelerine ara verilmesinin ana nedeni, Anlaşık devletlerinin özellikle yeni Türkiye üzerinde de ekonomik alanda hak ve ayrıcalıklarını sürdürme isteğindendir.
TBMM Başkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa, “Türkiye İktisat Kongre”sine eşi Latife Hanım’la birlikte gelerek, yaptığı tarihi konuşmayla kongre çalışmalarını başlatmıştır. Konuşmasında; verilen Milli Mücadele’den sonra Yeni Türkiye’nin iktisat mücadelesinin kazanılması ve milli ekonominin temelinin atılması konusunu ele almıştır. Gazi Mustafa Kemal’in kongrede, bugün içinde geçerli olan iktisat konusunda söylediklerinden kısa bir alıntı yapalım. Gazi’nin konuşmasının tamamı ektedir.
“…Devletin ve milletin hayatına yapılan müdahaleler bundan daha fazladır. Milletin iktisadi ihtiyaçlarından olan, mesela demiryolları inşaatı, mesela fabrika yapmak için devlet serbest değildi. Böyle bir şeye kalkışılırsa, mutlaka müdahale olunurdu. Hayatını teminden aciz olan bir devlet bağımsız olabilir mi?
…Osmanlı ülkesi yabancıların sömürgesinden başka bir şey değildi. Osmanlı halkı, Türk milleti esir durumuna getirilmişti. Bu sonuç, arz ettiğim gibi milletin kendi irade ve egemenliğine sahip bulunamamasından, şunun bunun elinde kullanılmasından doğmuştur.
…İktisadi alanında düşünür ve konuşurken, sanılmasın sermaye düşmanıyız; hayır bizim memleketimiz geniştir. Çok emek ve sermayeye ihtiyacımız var. Kanunlarımıza uyulması şartıyla yabancı sermayelerine gereken teminatı vermeye her zaman hazırız. Yabancı sermaye bizim çalışmalarımıza eklensin ve bizimle onlar için faydalı sonuçlar versin. Geçmişte, Tanzimat devrinden sonra yabancı sermayenin ayrı bir yeri vardı. Devlet ve hükümet yabancı sermayesinin jandarmalığından başka bir şey yapmamıştır. Her yeni millet gibi Türkiye buna izin veremez. Burasını esir ülkesi yaptırmayız.
…Fakat arkadaşlar, iktisadiyat demek her şey demektir. Yaşamak için, mesut olmak için; insanın var olması, varlığını sürdürmesi için ne gerekliyse, bunların hepsi demektir, ziraat demektir, ticaret demektir, çalışma demektir, her şey demektir.”
17..1923 ktisat kongresi pulları
Türkiye İktisat Kongresi’nde Açılan Sergiler
Bu kongrede açılan sergilerle bir başka ilk yaşanmış ve günümüz İzmir Fuarı’nın temeli de atılmıştır. Türkiye İktisat Kongresi’nde yurdun her bir köşesinden gelen ürünlerle açılan sergi, o günkü Türkiye’nin ekonomik görünümünü tüm çıplağıyla gözler önüne sermektedir.
Sergide bulunan ürünlerin bazıları şunlardır: Ömer Muharrem’in somaki mermer taklidi sütunları; Dr. Memduh sistemi imbikler çeşitli renkte mürekkepler; Süleyman Ferit Eczacıbaşı’nın sekiz çeşit kolonyası, kuvvet şurubu ve kudret hapları; Mehmet Şükrü Efendi’nin helvaları; Kuşadası’ndan Ali Rıza’nın üzüm helvası; Kerestecizade M. Sabri ve Rüştü kardeşlerin saf tıp pamukları; Nafız Mustafa’nın ‘Zafer-i milli’ marka sigara kâğıtları; İstanbul Feshane kumaşları; Kula seccade ve halıları; Konya’dan yün kuşaklar; Bosnalı Salim ve Asım Efendilerin un örnekleri; Foça’dan zeytin, zeytinyağı; Elazığ’dan el yazması levhalar; İstanbul Erzincan fabrikasından çimento; Şile bezleri vb. Değerli okurlarımız, 4 Mart 1923 günü Türkiye İktisat Kongresi sona ermiştir. O gün açıklanan “Milli And” ile yazımızın 2. Bölümünü yayımlayacağım.
Sevgilerimle…
19 Aralık 2024
Ahmet Gürel
ADD Genel Bakan Baş Danışmanı